16 Mayıs 2011 Pazartesi

Dünyanın En Kalabalık Ülkesi:Tokyo

Tokyo Japonya'nın başkenti. Yüzölçümü 600 km2 olup, nüfusu 35 milyon civarındadır. Honşu Adasının orta kesiminde, Büyük Okyanusun bir girintisi olan Tokyo Körfezinin kıyısında, Sumida Nehrinin ağzında yer alır.

Tokyo’da kışlar oldukça ılık, yazlar ise sıcak ve nemli geçer.

Şehrin merkezinde hendekler ve geniş bahçelerle çevrili İmparatorluk Sarayı yer alır. Sarayın doğusunda, Japon iş dünyasının merkezi olarak nitelendirilen Maranouçi semti bulunur; kuzeydoğusunda ise pekçok üniversitenin ve basımevinin bulunduğu Kanda semti uzanır. Resmi binalar sarayın güneyindeki Kasumigaseki semtinde toplanmıştır. Milli parlamento binası ise Kasumigaseki’nin batısındadır. Dünyaca meşhur bir alışveriş merkezi olan Ginza semti şehrin doğu kesimindedir. Tokyo’nun mîmarisi iki veya üç katlı ahşap evlerden, Meici döneminden kalma taş yapılara ve beton veya çelikten yapılmış gökdelenlere kadar değişen bir çeşitlilik gösterir. Japonya’nın başlıca ibadet merkezi olan Meici Tapınağı bir millî abide olarak kabul edilir.

Başlangıçta depreme karşı mukavim olsun diye binalar 30 metreyle sınırlandırılmış, fakat 1960’lardan sonra bu yüksekliği aşan depreme dayanıklı pekçok yeni bina inşa edilmiştir. Bunların başlıcaları Mainiçi Yayınevi, Tokyo Katedrali, Millî Tiyatro ve Milletlerarası Ticaret Merkezidir.

Şehiriçi ulaşım otobüs, metro ve kamuya veya özel sektöre ait elektrikli trenlerle sağlanır. Tokyo’da biri iç seferler, diğeri dış seferlere tahsis edilen iki havaalanı vardır.

Japonya’nın kültür merkezi olan Tokyo’da pekçok müze, kütüphane ve üniversite bulunur. Ueno Parkında Tokyo Millî Müzesi, Millî Bilim Müzesi, Hayvanat Bahçesi ve Batı Sanatı Millî Müzesi yer alır. Japonya’daki üniversite ve yüksekokulların büyük bölümü Tokyo’dadır. Tokyo Üniversitesi dışındaki başlıca yükseköğretim kurumları Tokyo Teknoloji Enstitüsü, Hitotsubaşi Üniversitesi ve Tokyo Güzel Sanatlar Üniversitesidir. Özel üniversitelerin en meşhurları da Vazeda ve Keto üniversiteleridir.

Tokyo’nun bugün bulunduğu bölgenin yerleşime açılması çok eskilere dayanır. Altıncı yüzyılda Japonya’da kuvvetli bir imparatorluk idaresinin kurulmasından sonra Musaşi vilayetinin bir parçası oldu. O dönemde Edo (haliç) ismiyle anılan şehir Tokugava şogunluğunun kurulmasına kadar küçük bir balıkçı köyü olarak kaldı. On yedinci asırda büyüyüp genişledi. Meici Restorasyonu tekrar şogunluğa son verip imparatorluğa hakim olunca Edo’yu başşehir îlan etti ve “Doğunun Başşehri” manasında Tokyo ismini verdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder